Siyonistler her zaman olduğu gibi “önce katlet sonra pişkince ilişkilere devam et” politikası güderek, katlettiği 9 canı, kurşunladığı 55 yaralıyı ve insanlık onurlarıyla oynadığı tüm yolcuları yokmuş gibi sayarak, bayan voleybol takımını katil ajanlarıyla beraber Ankara’ya göndermiştir. Bu alçakça bir şımarıklığın göstergesidir.
Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle bütünüyle asker olan bir toplumun içerisinden çıkan bu sporcular, voleybol topuna vuran elleriyle acaba daha önce kaç Filistinlinin yuvasına ağıtlar düşürmüştür? Bu sporcular ile beraber Ankara’ya gelen MOSSAD ajanları, daha önce bu topaklardaki hangi faili meçhul cinayetlerin hazırlığında yer almış, hangi taşeron örgütlerle görüşmeler yapmış, hangi operasyonlara imza atmıştır?
Bizler bu kanaate, saldırıya uğradığımız Akdeniz açıklarında ve zorla götürüldüğümüz işgal edilmiş Filistin topraklarında, Aşdod’da, Tel Aviv’de sahip olduk. Filistin topraklarının bir parçası olan Gazze’ye İnsani yardım götüren, insanlığın bu yüzyıldaki onuru olan Mavi Marmara Gemisine, donanmasının yarısıyla saldıran İsrail askerlerinin içerisinde kadınlar vardı, Türkiye’de yaşayıp askerliğini İsrail’de yapan, çifte pasaportlu, iyi derece Türkçe bilen askerler vardı.
Gerçekleştirdikleri katliamdan ötürü hiçbir somut geri adım atmayan, insanlık dışı uygulamalarının hesabını vermeyen Siyonist İsrail’le, yardım gemilerinin iadesini bile düşünmüyorken, ilişkilerin normalleşmesine kapı aralayacak bu tür organizasyonların ve ziyaretlerin hiçbir zaman gündeme getirilmemesi gerekmektedir.
Acıları daha çok taze olan şehit yakınları, yaralılar ve gemi yolcularının oluşturduğu Mavi Marmara Platformu olarak, İsrailli komandoların Mavi Marmara Yardım gemisine yönelik gerçekleştirdikleri katliamın üzerinden daha 2 ay geçmeden, eli kanlı Mossad ajanlarıyla birlikte sporcuların bu ülke topraklarında bulunmasını asla kabul edilebilir görmüyoruz. Sporcu kılığındaki bu insanlar maçlarını oynamamalı ve hemen sınırdışı edilmelidir.
Mavi Marmara Platformu, şehitlerin acıları daha çok tazeyken, yaralıların durumları henüz tam düzelmemişken, hatta Uğur Süleyman SÖYLEMEZ kardeşimiz gemide aldığı yaradan dolayı halen Ankara’da yoğun bakımda bulunuyorken, İsrailli sporcuların hiçbir şey olmamış gibi maça çıkacak olmalarına tahammül edememektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti vatandaşlarının öldürülmesi, yaralanması ve mallarının gasp edilmesine karşılık bağırmanın ötesinde bir şeyler yapmalı, İsrail’e somut adımlar attıramıyor, özür diletemiyor, hakların tazminini sağlayamıyorsa bile, en azından böyle rahatsız edici organizasyonları iptal ettirebilme iradesini gösterebilmelidir. Siyonist İsrail’in Büyükelçilik ve Konsolosluğunun çalışmalarına, katliamın sıcak dönemlerinde bile ara verdirilemediği, askeri anlaşmaların devam ettirildiği bir dış politika anlayışından çok fazla bir şey beklememekte, en azından büyük devlet intibaına zarar verecek bu türlü pişkince organizasyonlara dur denmelidir.
Mavi Marmara Platformu, tüm erdemli ve onurlu insanlarla beraber bu ve buna benzer çirkinliklere engel olacak, böylece gerek Gazze halkının, gerekse Mavi Marmara seferi yolcularının yüzünü daima dik tutacaktır.