Sömürgeci Fransız güçleri geçtiğimiz günlerde Afrika’nın yoksul ülkesi Mali’ye büyük bir operasyon başlattı. Yüzyıllar süren misyonerlik oyunlarına karşı direnen Mali halkı Müslüman kimliğini koruması ile dikkatleri çekiyor. İslami grupların bölge hâkimiyetini kabul edilemez gören emperyalist Fransız askerlerinin başlattığı hava ve kara saldırılarında şimdiden yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Sadece ekonomik ve siyasi endişelerle gerçekleştirilen saldırılarla ilgili BM ve diğer batılı ülkeler Fransa’ya tam destek açıklaması yaparak küfrün tek millet olduğunu yeniden ortaya koydular.
Burada ise, ülke çapında İslami hassasiyete sahip bazı bağımsız çalışma gruplarının bir araya gelmesiyle oluşturulan Kur’an’a Davet Platformu, MüslümanMali halkının yanında olduklarını beyan ettikleri bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kur’an’a Davet Platformu’nun açıklamasında, Mali’de emperyalizmin ve uşaklarının sebep olduğu katliamlara karşı mücadele eden İslami direnişin desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor.
Basının uzak kaldığı, doğru değerlendirmelerin görülmediği bu olayla ilgili yapılan açıklamayı, istifade edileceği ümidiyle sizlerle paylaşmak istiyorum:
Mali’de Emperyalizme ve Uşaklarına Karşı Mücadele Eden İslami Güçlerin Yanındayız:
Batı Afrika’nın, halkı Müslüman ülkelerinden Mali, emperyalist Batılı güçlerin yeni bir saldırı kampanyasıyla karşı karşıya. Bir asra yakın ülkeyi işgal altında tutup doğrudan sömürdükten sonra 1960 yılında doğrudan işgaline son veren Fransa, ardından da bugüne kadar siyasal, ekonomik ve kültürel işgal politikasını devam ettirdi.
Ülkede doğrudan sömürge yıllarından itibaren Fransızca konuşan ve Fransız kültürüyle yetişen bir elit yönetici sınıfı vücuda getirmeyi hedeflemiş ve bunu da başarmış olan işgalci Fransa, Mali’yi ideolojik olarak kendisine bağlı bu laik elit kesim üzerinden yönetmekte ve sömürmeye devam etmekteydi.
İki yıl önce ülkede gerçekleşen askeri darbenin ardından ülkenin kuzeyini oluşturan Azavad bölgesinde faaliyet gösteren laik Tuareg milliyetçisi MNLA örgütü iktidar boşluğundan faydalanarak bölgede egemenlik kurmuş, ancak İslami gruplar kısa sürede bölgede üstünlük kurarak inisiyatifi ele geçirmiştir.
İşte İslami muhalefet güçlerinin Mali’nin kuzeyini kontrol altına alması ve başkent Bamako’ya doğru ilerleyişini sürdürmesi karşısında Mali’nin Fransız sömürge artığı laik yöneticileri efendileri Fransa’dan yardım talebinde bulunmuş ve Fransa geçtiğimiz hafta, tüm uluslararası diplomatik karar süreçlerini de yok sayarak Mali’nin kuzeyinde İslami güçlerin kontrolünde bulunan bölgeleri bombalamaya başlamıştır. Bölgeden gelen bilgi ve görüntüler, Fransa bombardımanında yüzlerce savaşçı ve sivilin katledildiğini göstermektedir.
Emperyalist Batı bloku bu saldırı ve doğrudan işgal girişiminde tamamen Fransa’nın yanında yer almış ve askeri, ekonomik ve siyasi destek açıklamalarında bulunmuştur. Bu destekle de cesaret kazanan Fransa, Mali’ye asker ve mühimmat yığınağı yaparak büyük bir kara saldırısı hazırlığı yapmaktadır.
Halkı Müslüman bir ülkenin bombalanması ve işgal edilmeye çalışılması karşısında “İslam dünyası”nda alınan politik pozisyonların ise daha çok emperyalist Fransa’ya destek veya diplomatik bir tarafsızlık şeklinde ortaya çıktığı görülmektedir. Hatta Fransa’nın mali saldırıları ve işgal girişimini Körfez ülkelerinden finanse edeceğine dair ciddi haberler yayınlanmaktadır. Mısır ve İran yönetimlerinden, Fransa’nın saldırıları ve işgal girişimine tepki gelirken, Türkiye Hükümeti Mali konusunda diplomatik dil oyunları yapmakla yetinmekte ve ciddi çelişkiler içeren açıklamalar yapmaktadır.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada ”Türkiye olarak, Mali’nin en kısa sürede yeniden birlik ve bütünlük içinde barış ve huzur ortamına kavuşmasını umut ederek serbest seçimler yoluyla ulusal uzlaşı ve demokratik ortamın yeniden tesisi için yürütülen uluslararası çabaları desteklemeye devam edeceğiz” ifadeleri kullanılırken “Türkiye’nin Mali yönetimi ve halkının yanında olduğu” ifadeleriyle de aslında işgal sürecinin karşısında olunmadığı ortaya kondu. Zira işgalci Fransa’yı Mali’ye davet eden, Türkiye’nin yanında olduğu ifade edilen mevcut Mali yönetiminden başkası değil!
Suriye’de Esed rejiminin uyguladığı insanlık dışı katliamlar karşısındaki tutumunu ifade ederken “Biz bu konularda ahlaki bir tutum içindeyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun katliam yapanların karşısında olacağız” iddiasında bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu “ahlakilik” iddiasının çelişkiler barındırdığını Irak’tan, Afganistan’dan, Pakistan’dan, bu coğrafyalarımızda devam eden ABD-NATO katliamlarına verilen fiili destekten biliyorduk zaten. Bu “ahlakilik” iddiasını yalanlayan son halka, Mali’deki Fransa saldırıları ve işgal girişimi karşısında Türkiye Hükümeti’nin takındığı tavırsızlık durumu olmuştur.
Bizler Türkiyeli Müslümanlar olarak, Malili Müslümanların emperyalist Fransa’nın şahsında Batı blokuna ve onların yerli işbirlikçilerine karşı verdiği onurlu mücadelenin yanındayız.
Altından elmasa, uranyumdan bakıra tonlarca maden rezervine sahip olmakla birlikte dünyanın en fakir 5. Ülkesi olmaya mahkûm edilmiş, kaynakları işgalci Fransa tarafından sömürülmüş ve halen sömürülmeye devam edilen Mali’nin, Fransız sömürge artığı laik uşaklardan kurtarılıp bağımsız İslami bir yönetime kavuşturulması en büyük arzumuzdur.
Bunun için Mali’de mücadele eden İslami güçlere dua ediyor, Batılı işgal güçlerinin tıpkı Irak ve Afganistan’da olduğu gibi mağlup olarak Mali’den kovulacağı günlerin yakın olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.